CLICK HERE FOR BLOGGER TEMPLATES AND MYSPACE LAYOUTS »

Salı, Aralık 29

d&r'ı hiç sevmiyorum ben ya. çok piyasa amaçlı geliyor. ha derseniz ki kitapçı da nasıl piyasa olsun amunimyum, size derim ki burası türkiye. her şey, her yer piyasa amaçlı kullanılabilir.
samimi gelmiyor işte arkadaşım ya. sevmiyorum oraya gidip kozmo ciciş dergisi, tuna kiremitçi kitabı, ebru şallı yoga dvdsi alan tipleri, ne var?

SAMİMİ GELMİYOR ARKADAŞIM, SAMİMİ.
bi de böyle kendimi, aklımdakini anlatamayıp iyice sinirleniyorum, geriliyorum bak şimdi.

dost'u seviyorum ben kenke yea.

küçükken kızılaydakine götürmüştü annem. şu büyük olan değil, o zaman o yoktu. ufak olana. sonra 1-2 haftada bi pazarları gittik hep. uff nasıl bayılırdım. giriş katı büyük kitaplarıydı, orada dolaşırdım önce. sevdiğim bi şeyler olursa alırdım. sonra annemin de bakması bitince aşağı inerdik, çocuk katına. birlikte kitap seçerdik. bayağı vaktimizi geçirirdik ama. sonra en üst kata, ödemeye çıkardık. böyle asma kat gibi bi şeydi. orada da kasetler ve sizinkiler kitapları olurdu. yeni çıkmış bi sizinkiler varsa alırdım hemen. sizinkilerdeki baba, rengin'in babası gibi gelirdi bana hep. limon rengin, zeytin ben.

küçük bi yerdi, oraya alıştığım için d&r'ı sevemedim diyeceğim ama öyle değil. kızılay'a açılan büyük dost'u da çok severim ben. ayrı severim onu da. küçüğü ne kadar sakinse büyüğü bi o kadar karışık, gürültülü gelir. ama hani bazı yerlerde olur ya, çok kalabalıktır ama herkes kendi işine baktığı için kesinlikle rahatsız olmazsınız ortamdan, kimse kişisel alanınıza giremez; işte orası bana bu hissi yaşatıyor. orayı da bu yüzden çok seviyorum.

tunalı dost'a gittiğimde ise, evde salona gitmiş, kitaplıktan kitap seçiyor gibi hissediyorum.

ne zamandır kaybolmuyorum, gidip bi kaybolayım ya.

0 nihat doğan: