CLICK HERE FOR BLOGGER TEMPLATES AND MYSPACE LAYOUTS »

Salı, Ağustos 26

harikalar diyarında

küçük yaşlardan beri kendimi tanımasam gördüğüm rüyaları taşak eriten sıcaklarına bağlayabilirdim.

beni crow semalarında sırtına alıp koşturarak adrenalin salgılatan kuzenim, ve yine beni teselli ederken birden diğer eliyle bir avuç taze soğanı gözüme sokan arkadaşımdan sonra bu sabah çok daha kapsamlı bir rüya gördüm. ve çoğu sabah "olm yine rüya günlüğü tutucam" şeklinde uyanışlarıma bir yenisi daha eklendi.

yeni bir okula yazdırılmışım. lise sanırım. devlet okulu -hayatımda gitmeyip de gitmeyi hayal ettiğim yerlerden birisi. yani gittim elbet ama bir devlet okulunda okumadım demek istediğim. çok ne isteyeceğini şaşırmış gerzek zengin çocuğu ayakları gibi görünebilir ama alakası yok. sadece bir şeylerin daha oluruna bırakıldığı bir yerde okumak istemişliğim olmuştu. zengin çocuğu da değilim zaten.- her neyse, buralar daha önceki benzer bir okul değiştirme rüyamla karışıyor. ama şunları net hatırlıyorum. nesibe aydın'dan bir sınıf arkadaşım var benimle aynı sınıfta. sınıfa girdiğim an ders işleyen türkçe hocasıyla kavga ediyorum. insanca konuşmaya çalışıyorum, anlamıyor. kıpkırmızı dudakları var - gece 5'de izlediğim smallville'den etkilenmiş olabileceğimi itiraf etmeliyim- kaçırdığım bir şeyler, yapmam gerekli şeyler var mı diye soruyorum. garip tepkiler verince "benim hayatta en iyi -düşündüm de belki de tek iyi, ya da hayır, evet, şarkı da söyleyebiliyorum, iyiyim evet- olduğum şey edebiyat tamam mı lan" diye çemkiriyorum suratına. alttan alıyor.

iyi niyetten anlamayan insanlara köpek çekmek gerektiğinin teyzemden sonraki savunucusu olmuşumdur.

sonra dolmuşa biniyoruz. garip bir yer. şöförün yanına oturuyorum. şöför müslüm gürses. ne diye hitabetsem diye bir an düşünüp, "pardon AMCA" diye söze giriyorum. evet, amca. en nihayetinde o da şöhret olmanın getirdiği angarya ve yüklerden kurtulduğunda, üzerinden bütün o yılların tortusu -ve konserlerinde kendini jiletleyenlerin vicdan azabı- kalktığında bir amca yani. "benim evim çankayada, nasıl gidebilirim?" diye soruyorum. beni bir yerde indiriyor. dağtepetoprakaşkkokuyor. ( aslı deniz ve ışıla sabah 6'da attığım tarkan lyriclerinden sonra bu hale geldim.) neyse, dağ tepe toprak. yürüyorum, insanlar var. çocuklarını almaya geliş olan veliler. çoğu sarıya boyalı fönlü omuz hizası saçları ve ellerinde araba anahtaralarıyla güneş gözlüklerinin altından birbirlerini süzüyorlar. (rüya günlüğü tutmak istememin nedenini biraz olsun anlayabildiğinizi umuyorum) bir tanesi ilerdeki bir hmm nasıl desem, şu dizilerde izlediğimiz güzel batı ülkeleri kasabalarından biri gibi bir şeyi gösteriyor. en önceki sarışına yaklaşıp "bir şey sorabilir miyim?" diyorum. anahtarını sallayıp gözlerime bakmayarak "sor bakalım, bu da yeni bir numara olsagerek" diyor. şalterlerim atıyor. o an kaç tane varsa. hepsi. atıyor. "ÖNCE Bİ DİNLE DE SONRA NE DİYOSAN DE NASIL Bİ TERBİYESİZLİK NEBÇİM MUAMELE BU YEA?" filan diyorum. sonra ona cevap hakkı tanımadan kaybolduğumu, çankaya tarafına nasıl gidebileceğimi soruyorum. "hmm pardon, şöyle şöyle git" diyor. yanımda bir arkadaşım daha beliriyor. biraz önce okulda fransızca dersinde "hassiktir lan ben unuttum ki hep fransızcayı" dediğim, deniz'in küçük beslemedeki lamia'ya dönüşmüş hali bu. aynı zamanda arka sokaklar adlı, tv'nin yüz karası dizide oynayan kıza da. her şey çok ka rı şık.

kadınla birlikte kadınların çocuklarını almak için beklediği okula giriyoruz. özel okul. ilkokul sanırım. içinde kayboluyoruz. "BÖYLE OKULUN ANASINI SİKİYİM HEPİNİZİ SİKİYİM" diye bağırırken okulun sekreteri gibi bir karı duyup ayıplayan bakışlar atıyor. okulun çıkışını bulamıyorum ve daha eve gitmem gerek oradan çıkıp. lamia kılıklı "istersen benimle gel" diyor. "evin nerde, kızılaya otobüs varsa ordan da binip eve gierim" diyorum. garip bir yer ismi söylüyor. içimden orayı da sikiyorum. okul yolunu öğrenip arabayla geleyim en iyisi, siktiğimin lisesindekilerin öyle bir yasağı var mı ki acaba diye düşünüyorum, ehliyetim var lan neden sürüneyim ki. sonra o okula parkedersem arabayı pert ederler diyip vazgeçiyorum.

rüyanın bitiminde amatör bir gey pornosundaydık.

0 nihat doğan: